60’lı yılların nostalji yazılarına devam ediyoruz.Yazımıza geçmeden önce 20 günden beri süren Filistin ve Gazze'deki katliamın bir an önce bitmesini dileyelim ve şehitlerimize rahmet okuyalım.
Bizim nostalji yazılarının içinde " Akyazı'da Kaybolan Meslekler" diye bir bölümümüz var. Zaman zaman bu meslekler ile ilgili yazıları gündeme getiriyoruz. Bundan gayemiz o dönemdeki mesleklerden ve o dönemin
esnaflarından bahsedip bir nebze de olsa onları anmış oluyoruz. “Kaybolan Meslekler” başlığını atsak da
aslında bu mesleklerin bir kısmı devam ediyor.Biz o yılların penceresinden bakarak o dönemin esnaflarını yazacağız kısmetse.
“ELEKTRİKÇİLER”
İlk olarak elektrikçi esnaflarımızdan başlayarak yazımıza geçelim. Akyazı'mızın beş- on bin nüfusu ve çok az sayıda ev ve işyeri olduğu yıllarda elektrik ve su aboneliklerini ve tahsilatını belediyeler yapardı.Tahsilat derken öyle şimdiki gibi her ay gelip saatleri yazmazlardı. Zaten doğru dürüst kimsede saatler yoktu da.Üç dört ayda bir saatlere bakar yazarlardı. Onu da herkes keyfi geldiği zaman öderdi.Öyle kesme açma gibi olaylar yoktu. Su parası da çoğunda saat olmadığından doğru dürüst ödenmezdi. Belediyenin kadrolu elekt rikçileri ve sucuları vardı. O yıllarda belediyede çalışan elektrikçi ve suculara bir bakalım kimler varmış. Bu yazacağım
tüm isimleri belli bir yaş grubu dışında kimsenin tanıdığını zannetmiyorum.
Akyazı’ya uzun yıllar hizmet vermiş sevilen bir insan olan Osman Görüş ile başlayalım.Sonra soyadını
hatırlayamadığım Muzaffer abi vardı.Sepetli motoru ile çocuğunu gezdirirdi.Sonra yine Akyazı’da sevilen Hamdi ve Remzi Akyol kardeşler vardı.Bunlar Akyazı Belediyesi'nin elektrikçileri idiler.Bir de belediyenin sucuları vardı.Onları da anarak devam edelim: Postane Sokağında oturan Mahmut Zer ve Yağcılar Sokağında oturan Yunus abi vardı.Yani sözün kısası Akyazı Belediyesi, dört elektrikçi ve iki sucu ile İle Akyazı ya hizmet vermeye çalışıyordu.
Şimdi biraz da o dönemin elektrikçi esnaflarına bir göz atalım: İlk olarak bizim de komşumuz olan eski pazar yerinin olduğu sokakta Fethi Böcek vardı.Fethi abi, çok eski bir elektrikçidir.Evinin olduğu yerde küçük bir dükkânı vardı.Hem malzeme satar hem de tesisat döşerdi.Fethi Böcek aynı zamanda Hünkar Baykal'ın kayınpederiydi.Yine eskilerden Sinema Sokağında dükkânı olan Öğretmen Nevruz Banoğlu’nun kardeşi Vural Banoğlu vardı.Vural abi, aynı zamanda iyi bir futbolcu olup Akyazı Gençlik Spor’da uzun yıllar futbol oynamıştır. Vural abinin Mustafa Havuç adında bir kalfası ve sonradan Bankalar Caddesinde dükkân açan Alaağaç’tan Nuri Bilgin adında başka bir kalfası daha vardı.
Evet, geçelim bir başka elektrikçiye: Bir zamanların efsane kalecisi olan, uzun yıllar Akınspor’da kalecilik ve kulüp başkanlığı yapan Dülo lakaplı Dursun Seçkin’den söz edelim. Dursun Seçkin'in dükkânı Fayton Durağındaydı.Dursun abi de uzun yıllar hem malzeme satmış, hem de inşaatlarda ustalık yapmıştır.Bir de Bankalar Caddesinde yine hem malzeme satan hem de ustalık yapan Cemal Gürkan’ın dükkânı vardı.Yine en eski elektrikçilerden olan ve Baraka Cami’nin arkasında dükkanı olan, eskiden berberlik de yapmış olan
İhsan Kâhya'dan söz edelim.İhsan abi de Selahattin Toy adındaki arkadaşı ile uzun yıllar ortak olarak birlikte çalışmışlardır.Şimdilik elektrikçi olarak aklımızda kalan bunlar.Şimdi bir başka meslek gurubuna geçelim.
“SAATÇİLER”
O yıllarda böyle çok çeşitli saatler yoktu. Eskiler bilir Nacar ve Hislon marka saatler vardı.Bir de Devlet Demiryolları markalı zincirle yeleğin cebine asılan saatler vardı.O dönemde saat takmak sanki bir zenginlik göstergesi gibiydi O dönemde çekilen resimlere bakın herkes resim çektirirken saat olan kolunu öne çıkarır, göstermeye çalışırdı.Ben de ilk saatimi 1963 yılında Adil Güneş Pasajında saat satan “Zilci Ali” adındaki saatçiden 60 liraya almıştım. Bildiğimiz kadarıyla o yıllarda Akyazı’da üç tane saatçi esnafı vardı. İlk olarak bizim de dükkân komşumuz olup çarşı içinde köşe başında dükkânı olan İrfan-ı Saniye (Buğdaylı)köyünden çok eski bir saatçi olan Şevki Şar’ı söyleyelim. Şevki amca, ilerleyen yaşına rağmen her sabah köyden erkenden gelir, dükkanını açar ve çalışmaya başlardı.Çok dürüst ve sevilen bir esnaf olan Şevki amca, oğlu Mehmet ile beraber saatçilik mesleğini sürdürmüştür.İkinci olarak Akyazı'nın köklü ailelerinden “Yaşa”lara mensup olan ve yine herkes tarafından sevilen,sayılan,güler yüzlü, büyükle büyük, küçükle küçük olan,ismi saatçilikle özdeşleşmiş Hüseyin Yaşa'dan söz edelim: Zaten saatçi denilince çoğumuzun aklına Hüseyin Yaşa gelir. Hüseyin Yaşa'nın saatçilikten önce kaynakçılık yaptığını kaç kişi bilir? Hüseyin abi, saatçilikten önce bir dönem de Cavit Rençber in kahvesinin yanında kaynakçılık yapmıştır.Hüseyin Yaşa'nın ilk dükkânı
bildiğimiz kadarıyla çarşı içinde Berber Sefer abinin yanındaydı.Hüseyin abinin yanında Yağcılar’dan Adil Yaşa çalışırdı.Hüseyin Yaşa, daha sonraları pazar yerindeki belediye dükkânlarında köşe başında çalışmış ve
oradan da parkın oradaki Atatürk heykelinin karşısına taşınmıştı.Hüseyin abinin kalfası olup daha sonra dükkân açan Mustafa Keskin’i de unutmayalım. Onun dükkânı Değirmenler Caddesindeydi.Üçüncü olarak ta Adil Güneş Pasajının Değirmenler Caddesi tarafında Berber Sedat Okumuş'un yanında dükkanı olan “Konyalı” lakaplı Mustafa Urgan’ı da ekleyelim. Mustafa abi de dönemin en usta ve eski saatçilerindendir. Yeni nesil
saatçileri da sayalım ve diğer mesleğe geçelim. Çarşı içinde dükkânı olan eski futbolculardan " Tiktak Ahmet " lakaplı Ahmet Birinci ve İnci Pizza’nın yanında dükkânı olan Ahmet Terzi’yi de analım.
" BİRİKETÇİLER VE TAŞÇILAR "
Evet, şimdi de bir başka meslek grubu olan briketçi ve taşçılara geçelim.Biz eskiden “pirket “derdik.Fakat yazılışı “briket”miş. Biz de el mecbur öyle yazıyoruz. Bilenler bilir, eski Akyazı’daki evler tahta avlalarla çevriliydi.Sonra bu briketler yapılmaya başlayınca artık herkes tahta avluları kaldırıp briket duvarlar yapmaya başladı.Hatta evler bile briketten yapılmaya başlanmıştı.Hani şu anda Suriye’de yapılan briket evler gibi.
Şimdi de o dönemdeki briketçi esnaflarına bir bakalım: Eski pazar yerindeki tahta sergilerin karşısında
Osman Öztürk'ün binasının olduğu yerde büyük bir boş yer vardı.İşte burada Taşçı Ahmet abinin imalathanesi vardı.Burada künk,briket,mezar taşları ve beton avlalar yapardı.Ahmet abi, çok güler yüzlü bir esnaftı.Hayat Hastanesi'nin karşısında iki katlı evi vardı.Ahmet abinin yanında Muharrem ve Muhammet Yamak adında ustaları vardı. Beraber çalışırlardı. Muharrem Yamak, daha sonra ayrılarak Pazar yerinde Elektrikçi Fethi Böcek’in evinin arkasında kendi iş yerini açmıştı.
Bir başka briketçi esnafı olan “Tek bıyık İbrahim Ömercikoğlu” Değirmenler Caddesinde, evinin avlusunda briket keserdi.Oğulları Cevdet ve Necdet ile kızları da ona yardım ederdi. Yine bir başka briketçi olan ve aynı zamanda Pazar yerindeki evinin altında kalıp buz da satan “Kuşbeyin Ahmet lakaplı Ahmet Şenol’a değinelim: Ahmet Şenol, pazar yerinde Arap Mustabeyin evinin avlusunda briket keserdi.Yine Fayton Durağında Sabri isminde biri de briket keserdi. Bir de karakolun karşısında, arka tarafta Ali Cangır ve Dursun Ali Akdağ adında iki ortağın briket ,künk,beton avla yapan imalathaneleri vardı.
Son olarak bunlardan başka Bozok sinemasının yanındaki boşlukta 1976 yılında Artvin'den gelen Yaşar ve Taştan Akbayrak adında iki kardeşin açtıkları imalathane vardı.Burada da briket,mezar taşları,künk,beton avla yaparlardı.İki kardeş ile Taştan Akbayrak'ın oğlu Tuncer Akbayrak beraber uzun yıllar çalışarak Akyazı 'ya
hizmet etmişlerdir.Mezar taşı dedik,mahalleden komşumuz olan ve mezar taşlarını boyayıp onlara yazı yazan
Avcı Sami abiyi de analım.
Evet, bu yazımızın da sonuna gelmiş olduk.Bu yazıda ismi geçip de rahmetli olanlara Rabbim rahmetiyle muamele etsin inşallah! Bir dahaki yazıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla!
Not: Bu yazıda değerli katkıları olan kıymetli arkadaşım Yaşar KARAASLAN’a teşekkürü bir borç bilirim.
Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Sabo - Bülent sağol.maziye gidince bir sürü isim rahmetle anılmış oldu.
Doğrucu - Çok eski herşeyi biliyor maasşaaaaallllh
Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.