AKYAZI NOSTALJİ YAZILARI -83- “ YEME,İÇME ve İSRAF”

60’lı yılların nostalji yazılarına devam ediyoruz.Bu hafta nostalji yazılarımıza biraz ara verip son günlerde üzerinde fazla konuşulan güncel bir konuda magazinel bir yazı yazalım dedik.

 Efendim, mevzumuz yeme içme adabı ve israf etmek üzerinde olacak kısmetse.Ben her zaman yazılarıma başlarken neden böyle bir yazı kaleme aldım diye başlarım ya.Yine geleneği bozmayalım.Neden böyle bir yazı yazma ihtiyacı hissettim? Çünkü son zamanlarda restoranlarda,çay bahçelerinde,kafelerde gözlemlediğim kadarı ile yeme içme konusunda yapılan israfları görünce böyle bir yazı yazmaya karar verdim.

      Hepinizin malumu olduğu üzere çok uzun bir süreden beri sosyal medyada yemek ve ziyafet paylaşımları yapılıyor.Şimdi biliyorum yazılarımı takip edenlerin bana bu konuda sitemleri olacak.Belki de bana kızacaklar.

Ama onların hoşgörüsüne sığınarak böyle bir yazı yazmaya karar verdim.

     Hadi çay kahve paylaşımları bir derece.Ya abicim o ne öyle ya bir kuş sütü eksik yemek sofralarını etleri, köfteleri,balıkları,pideleri,aklınıza ne gelirse mükellef bir sofrayı gözümüzün içine sokacak kadar paylaşmak?

Yiyen var ,yiyemeyen var di mi? O yemekleri görenlerin canı çekmez mi? Yani ne gerek var? Yiyorsan reklam yapma bari! Biliyorum şimdi diyeceksin ki " Sanane kardeşim, para benim,pul benim; ne karışıyorsun?           Ya abicim tamam, tabi ki para senin de bir de göz hakkı var di mi? O senin paylaştıklarını senede bir sefer yiyen de var,hiç yiyemeyen de.

     Tabi, o yemek sofralarını gören sayfa arkadaşların başlıyorlar beğeni atmaya ve yorum yapmaya: "Afiyet olsun!Bal şeker olsun!" Yani demem o ki birkaç tık alacağım diye değer mi? Sözün kısası böyle paylaşımları daha az yaparak hiç olmazsa göz hakkından korunalım di mi?Yani yine de siz bilirsiniz bir kardeşiniz olarak ufak bir ikazda bulunalım dedik.

     Evet, bu girişten sonra yazımıza geçebiliriz.Efendim eskiden erkekler evden ezanlarla çıkardı.Namazını camide kılar; dükkânını tezgâhını açar; çiftine çubuğuna koşar ya da hayvanları meraya sürerdi. Güneş bir mızrak boyu yükseldi mi iş hafifler,soluklanırlar, açar heybelerini bir şeyler atıştırırlar.Derken kahve ve sigara yayılır.Tiryakiler bir şeyler atıştırmak ister altına.Tütün ve " kahve altı" diğerlerini de sarar zamanla.Evde kahvaltı güzel bir şey, keşke herkes yapsa! En azından çocuklarınla oturur, iki bıdı bıdı edersin.Hal hatır sorar neşeyle başlarsın sabaha.

     Abartmaya gerek yok. İnsan bir tas çorba,çay,simitle de doyar icabında.İşe,okula gittiğinde açlıktan nefesin kokmaz ayrıca. Serpme,saçma,çöpe atma!Yiyeceğim kadar ver bana.Kahvaltıda ne yenir ki? Birkaç dilim ekmek, kibrit kutusu kadar peynir,yedi zeytin,kaşığın ucuyla yağ bal, Hadi bir de yumurta.Domates,biber hıyar, her halükarda gider,biraz da tabağa zeytinyağı gezdirdin mi mis olur.

     Ancak resmi davetlerde kantarın topuzu kaçar.Sizi misafir edenler kendilerini metheder, kahvaltılarının

gücünden girerler mevzuya.Kek,börek,çörek,simit,çatal,açma,poğaça,gözleme,cızlama,akıtma,mıhlama...

Bunların her birinden tadımlık aldığınızı düşünseniz de yine de çok fazla!

     Etçilerin sabahı akşamı olmaz.Onlar pastırma sucuk,salam,sosis,jambon yemeden doymaz.Bakarsın hem haşlanmış hem sahanda yumurta. Menemenle omlet yan yana.Siyah ,yeşil ,dolma,çizme kırma zeytin, sele zeytini aynı sofrada.Bir kayık tabağa da peynir doğrarlar.Örgü peyniri,Çerkez peyniri,Mihaliç peyniri,İzmir tulum,Erzincan tulum,Kars kaşar,Gönen,Edirne,Ezine beyaz,yetmedi,hellim tava…Yanında domates biber, hıyar,maydanoz,nane, reyhan,roka…

    Biliyor musunuz,mertliği tüfekten ziyade telefon bozar.Mahremiyeti de aşındırır ayrıca.Selfielerde dakikada bir ekrana gülümser,şık şık sağdan,bik bik soldan.Mükellef sofraların başında sırıtıp fakirlere nispet yaparlar.

Görün bakın,biz neler yiyoruz yaa! Tahin pekmez,yağ,yoğurt,bal,kaymak,fındık-fıstık ezmesi,reçel, marmelat, krem çikolata. “Çay getir,çorba getir.Sıkma portakal mı dedin? Alalım o zaman. Kahvem orta olsun.Maden suyu yok muydu acaba?” Aksırıp tıksırıncaya kadar tıkınır böö olursunuz sonunda.Geğirdikçe acı sular gelir ağzınıza.Artık yemek görmek istemez. Kaldır dersiniz garsona. Delikanlı çatal değmemiş tabakları,balları, kaymakları üst üste yığar: " Bakın atıyoruz, yani başkasına vermiyoruz ."demeye getirir. O tabakların her biri kim bilir kaç para? Cebinizden para çıkmış olsaydı dibini sıyırır, olmadı garsona  sardırtırdınız.

     Ah, mümkün olsa da şunlar Afrika'ya yollansa! O çocukların hayatlarında bir gün de  olsa tıka basa karınları doysa! Bir kere Müslümanız.Yiyip içmek serbest ama israf haram.Ölçülü alacaksın yiyeceğin kadar.Zor değil ki az al.Doymazsan bir daha.Yiyemeyeceğini yüklenip çöpe atma!

    Kilosuna dikkat edenlere bakıyorum da  iki kaşık mısır gevreği, üstüne yarım bardak süt, yanında kuru kayısı,incir ceviz filan. Ardından bir dilim meyve tamam! Çok da mutlular.İyi de adam serpmiş,saçmış, malzeme  dolaptan çıkmış.Yemesen sofraya,yesen sana yazık. Belini mezuralar sarmayacak sonra.

    Hatırlar mısınız çocukluğumuzda annelerimiz sahanları ekmekle temizletir,attırırdı ağzımıza.Şakayla da        " Tabağı parlat ki hanımın güzel olsun." derlerdiŞimdi tabağındakini bitirene nedense " Aç ulan bu!" gözüyle bakıyorlar. İlla az bir şey bırakacaksın.

     Evet, açtım doydum Elhamdülillah! İlla yemeden atmak zorundayım ya? Diyelim arkadaşınızın şekeri var, öbürü diyette." Biz iki kişilik söylesek de üç kişi yesek kenarda?" Olmaz, ille kelle sayacak yesin yemesin çizik atacak pusulaya. Sonra kalanları çöpe sallayacak ve konteyner dolduracak el değmemiş gıdalarla.

    Yok abi, bunlar bize ters, delikanlıyı bozar.O tarafta açlar, muhtaçlar; bu tarafta diz boyu israf.Bir masum mahzun olur,hesabını veremeyiz sonra

     Bu yazımızın da sonuna gelmiş olduk.Bir dahaki yazımızda buluşmak üzere …İsrafsız günler dilerim.

Kalın sağlıcakla!

# var, dikkat

14 Eki 2023 - 12:35 - Yaşam


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.