Bu haftaki kaybolan meslekler bölümünde 1960 ve daha eski yıllarda Akyazı'daki lokantacılar veya eski tabirle aşçılardan bahsedeceğiz. Aslında lokantacılar kaybolan mesleklerden değil de biz 60’lı yıllardaki ve daha eski aşçılarından ve onların dükkânlarından bahsedeceğiz.
Yazıya geçmeden önce 60’lı yıllara şöyle bir göz atalım: O yıllar kuruşların hüküm sürdüğü yıllardır. Sarı 5, 10 ve 25 kuruşlarımız vardı.Hepsi de çok değerliydi ve iş görürlerdi.Öyle ki bir kiloluk ekmek 60 kuruştu.Çünkü ben fırına giderdim, yarım ekmek kestirip 30 kuruş verirdim.O zaman fırıncılar, ekmeği bıçakla kesip yarım ve çeyrek ekmek de satarlardı. Pirincin kilosu 125 kuruş, şeker 100 kuruştu.Bafra sigarası 90 kuruş,Birinci 70 kuruş,İkinci sigarası 60 kuruştu.Nereden mi biliyorum? Biz o yıllarda çarşı içinde esnaftık ve bunları satıyorduk. Simit 25 kuruştu, kahvelerde çay 25, kahve 30 kuruştu.Bütün gazeteler 25 kuruşa satılırdı.Akyazı- Adapazarı arası Papatyaların otobüsleri 150 kuruşa, minibüsler iki buçuk liraya yolcu taşırlardı. Acele işi olanlar Japon Süleyman’ın Ford taksisine binip iki buçuk lira verip giderlerdi. Bir lira 100 kuruştu. Bir liranın bir ismi de “teklik”ti. Misal üç lira demezlerdi de üç teklik derlerdi.
Bir de bizim kâğıt paralarımız vardı.Kâğıt iki buçuk liralar, arka yüzünde fındık toplayan kızların resimlerinin olduğu beş liralar vardı.Yine arka yüzünde Mehmetçiğin resminin bulunduğu 50 liralar vardı.50 lira çok değerli paraydı. Misal, on lirayla Akyazı’dan Adapazarı’na gider ve yer, içer, gezerdik ama yine de bitmezdi. Gerçi öyle 10 lira da herkeste olmazdı ya! Bir de mor binlikler vardı. Biz hiç görmedik, yalnızca ismini duyardık.
Evet,bu girişten sonra o yıllardaki aşçı esnaflarımızı ve dükkânlarını tanıtmaya başlayalım:
O yıllarda Akyazı da aşçılık mesleği üzerine damgasını vuran iki aile vardı: Dündar'lar ve Atacan'lar. Her iki ailenin büyükleri 50’li yıllardan itibaren aşçılık mesleğine başlamış ve onlardan sonra gelen kuşak da mesleği daha ileri bir noktaya taşıyarak günümüze kadar gelmişlerdir.
Şimdi ilk olarak Dündar’lardan başlayalım: Dündar'ların en büyüğü Osman Dündar,50’li yıllarda şu an çarşı içindeki Helvacı Ayvacıoğlu’nun dükkânının olduğu yerde ilk dükkânı açıp çalışmaya başlar. Osman ustanın iki oğlu vardır : Ahmet ve Hüsamettin Dündar. Bu iki kardeş babalarının yanında yetiştikten yıllar sonra parkın karşısındaki Veysel Uzun'un binasında ortak olarak ilk lokantalarını açarlar.Bir müddet beraber çalıştıktan sonra ayrılmaya karar verirler.
Ahmet Dündar iki oğlu Mustafa ve Mehmet’le lokantanın ismini Lezzet Lokantası koyarak işe koyulur. Hüsamettin Dündar da yan tarafındaki binayı satın alarak lokantasını açar.İsmini de Şölen
Lokantası koyarak uzun yıllar üç oğlu Semih,Necmi ve Naci ile birlikte çalışarak Akyazı'ya
hizmet verirler.
Şimdi de Atacan'lar ailesini yazarak yazımıza devam edelim. Aslında Dündar’larla Atacan'lar çok yakın akrabadırlar.Bu Atacanların en büyük dedeleri bir muhacir olan Osman Zennur Atacan'dır. Osman Zennur Atacan'ın İsmail,Hakkı,Reşat ve Memduh adında dört oğlu olur. Hakkı,Reşat ve Memduh bir anneden, İsmail Atacan başka annedendir. İsmail Atacan, Benzinci İslam, Aşçı Salih ve Osman Atacan'ın babalarıdır. İsmail Atacan aşçılıktan ziyade fırıncılıkla uğraşır.
Hakkı Atacan’a gelirsek bununda Nihat ve Nadir adında iki oğlu olur. Bu iki kardeş çarşı içindeki kendi binalarında " Kardeşler Lokantası" adını verdikleri lokantayı açarlar.Akyazı’nın o dönemde çok iyi iş yapan ve kaliteli yemekler çıkaran nezih bir lokantasıdır.Akşam olmadan yemekler biterdi. Yemekleri Nadir abi yapar, Nihat abi genellikle kasada otururdu.Yıllar sonra Akyazı'dan taşınarak lokantayı yeğenleri Salih ve Osman Atacan kardeşlere devrederler.
Reşat Atacan’a gelirsek Reşat amcanın ilk lokantası çarşı içindeydi.Arkası bahçeydi ve Bankalar Caddesi’ne bakıyordu.Yanındaki binayla arasında dar bir aralık vardı.Daha sonraları burayı yine bir eski aşçı olan Kırdaş Rıza’ya bırakarak Bankalar Caddesindeki eski İş Bankasının olduğu yerde lokantasını açmıştı.Bu lokanta daha ziyade gece çalışırdı. Müşterileri memur ve esnaflardı.
Reşat Atacan'ın Adnan adında tek oğlu vardı. Adnan Atacan da çekirdekten yetiştiği için aşçılıkta Akyazı’ya bir dönem damgasını vurmuştur.O da daha sonraları çarşı içinde Hasan Mangır’ın yanında
Akın Lokantasını açarak Akyazı’ya uzun yıllar hizmet etmiştir
Evet, Osman Zennur Atacan'ın bir diğer oğlu olan Memduh Atacan ile devam edelim.Memduh amcanın ilk lokantası çarşı içinde,Bekir Aydın'ın binasının arka tarafında,şu anda Gülüm Pastanesinin
olduğu yerdeydi.Bir müddet sonra Bekir Aydın'ın oradan çıkıp çarşı içindeki köşe başında Kasap Niyazi Kopya’nın binasına geçerek burada hizmet vermeye devam eder.
Memduh Atacan'ın iki oğlu vardır: Sedat ve Sevinç Atacan.İki kardeş babaları ile birlikte uzun yıllar çalışırlar. 1960 yılından itibaren dükkânın idaresini ele alan Sevinç Atacan, dükkânı sadece ızgara üzerine iş yapan konuma getirerek Akyazı’da sadece ızgara köfte satan tek dükkân olur.Kısa sürede ızgara köftesi ile meşhur olur ve öğlen servislerinde dükkanında yer bulmak çok zor olur. Akyazı’da görev yapan hakim,savcı gibi memurlar lokantanın devamlı müşterisi olurlar. Bizim de karşılıklı dükkan komşumuz olur.Aynı zamanda Rumeli köftecisi olan Ahmet Yaşa da onun yanında yetişmiştir.
1970 yılına kadar Kopyanın binasında kalan Sevinç usta, daha sonra oradan çıkarak çarşı içindeki Kasap Salim’in binasında - şimdiki Rumeli Lokantası- 1975 yılına kadar da burada çalışır.Bu arada ilk döneri de Akyazılılar ile tanıştırır.1975 yılından sonra Hüsamettin Dündar ile bir yıl ortak çalışır. Yağcılar Caddesinde de bir müddet çalıştıktan sonra çarşı içindeki Karadeniz Kahvehanesini lokantaya çevirerek bir zaman da orayı çalıştırır.Son olarak belediyenin altındaki dükkânlarda İmren Lokantasını açarak 20 yıl çalıştıktan sonra işleri bırakarak son noktayı koyar.
Evet, yazımıza diğer aşçılarla devam ediyoruz: Yine eski aşçılardan Eşref ve Şükrü Şirin vardı. Çoğu kişi, Eşref Şirin’i hatırlamaz. Çünkü Eşref Şirin’in lokantası çarşı içindeki Osman Ağa'nın Merkez Otel ve Merkez Kahvesinin yapılmadan önceki yerindeydi.Bizim bitişik dükkan komşumuzdu. Daha sonra Hastane Mahallesine taşınmıştı.Şükrü Şirin’in lokantası Dokurcun durağında köşe başında idi. Eşref Şirin’le Şükrü Şirin amca çocuklarıdır.
Yukarıda kardeş aşçılardan bahsetmiştik.Yine kardeş olarak Muzaffer ve kardeşi Rıfat Köklü vardı. Muzaffer Köklü’nün dükkânı Fayton Durağında, Rıfat Köklü’nün dükkânı Dokurcun durağındaydı. Her ikisi de futbol aşığı idi.Muzaffer abi futbol oynar,Rıfat Köklü de kalecilik yapardı Lakabı da “Pilot”tu.
Şimdi başka kardeş olan aşçılara geçelim. Çoğunuz çarşı içindeki Karadeniz Kahvesini bilirsiniz. İşte onun yanında Yeşilyurt Aile Lokantası vardı.Bu lokantayı Boşnak asıllı Niyazi ve Arif Vardar kardeşler çalıştırdı. Çarşı içinde olduğu için iyi iş yapan,zamanın çok popüler lokantasıydı.Niyazi abi de Arif abi de çok saygıdeğer sevilen esnaflardı. Bina satılınca Değirmenler Caddesindeki Pastaneci Çakır kardeşlerin yanındaki binaya taşınmışlardı
Yine çarşı içindeki Osman Ağa'nın binasının altında bizim de komşumuz olan Nuri Kahraman vardı. Kore'ye gittiği için ona “Koreli Nuri” derlerdi.Bu lokantanın bir özelliği vardı: Dükkânda çeşme ve su tertibatı yoktu.Yıllarca taşıma suyla aşçılık yaptı.Çocuklar devamlı su taşır, hanımı Ayten abla da çarşamba günleri gelir, yardım ederdi.
Koreli Nuri’nin yanında yine Akyazı’nın en eski aşçılarından Ferruh Kökten’in Bahar Lokantası vardı.Ferruh abi de çok dürüst, sevilen bir esnaftı. Buradan çıktıktan sonra şimdi İnci Pizza’nın olduğu yerde bina sahibi İzzet Alpaslan ile ortak lokanta açmış ve daha sonra da Pazarköy Sokağında aşçılık
mesleğine devam etmiştir.
Bazı yazılarımda Adil Güneş Pasajı’ndan söz etmiştim.İşte yine bu pasajda Aşçı Cavit Damar vardı.Güler yüzüyle çok sevilen bir esnaftı.Köftesi meşhurdu. Arada bir gider ve köfte yerdik.Yine Hamam Sokağında aşçı Nazif vardı.Küçük bir dükkândı ama müşterileri boldu.
Bir de futbol da oynayan Kaptan Selahattin Demiralay’ın Pazar yerinde lokantası vardı.Fakat bu lokanta alkol sattığı için gece çalışırdı.Biraz da Fayton durağına bakalım.Burada da Akçakoca'dan gelenAli İnce’nin lokantası vardı. Oğulları Yaşar ve Hasan ile Fayton Durağında uzun yıllar hizmet etmiştir. Onun yanında da çekirdekten yetişmiş Fethi Can’ın lokantası vardı.
Yeniden çarşı içine dönelim.Çarşı içinde Bosch bayisinin olduğu yerde yine çok eski bir aşçı olan İbrahim Sağlam’ın lokantası vardı.İki oğlu Mehmet ve Ahmet ile beraber çalışırlardı.Sonra burayı satınca çarşı içindeki Atabeklerin yanında, Mayışoğlu’nun binasında lokanta açmıştı.Yine çarşı içinde sırasıyla Hasan Sağlam,İbrahim Bodur,Kâmil Bodur İsmet Helvacıoğlu’nun lokantaları vardı.
Tekrar Bankalar Caddesine gelirsek Reşat Atacan’dan sonra aynı yere Oflu Sarallardan iki kişi alkollü olarak lokanta açmıştı. Son olarak da şimdi Şekerbank’ın olduğu yerde Remzi Doğru’nun havuzlu restoranını hatırlatalım.
Evet, bununla beraber bu yazımızın da sonuna gelmiş olduk.Bu yazıda ismi geçip rahmetli olanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Bir dahaki yazıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla !...
Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(5)Kenan - Kaleminize sağlık. Babam Mehmet Dündar ve lokantamız Lezzet Lokantası ismini görmek çok güzel bir duygu.
Bülent Özder - Sayın Adnan biricik geçenki yazıdada bu günkü yazıdada bahsettim hepside sevdiğim esnaflardır her halde gözünden kaçmış olabilir tekrar okumanı tavsiye ederim
Adnan Bicak - Gecen yazılardan carsi ici esnaflarindan bahsederken sakarya lokantasında n (aşçı hasan sağlamdan) bahsetmedin bugünkü yazindada bahsetmedin kamil bodur rahmetli kardrsi ibrahim bodurla yıllarca esnaflık yaptilar bu şahıslarla bir sorununmu var
Bülent Özder - Sağol servet teşekkür ederim
Servet yıldırım - Batakköy cad. deki lokantalar dan bahis geçmemiş.. Bana göre yakın zaman mı? 1971 ilk yemeğimi orada yemiştim..
Emeğine sağlık abi.. Selamlar
Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.