Sarı saçlı, mavi gözlü, güzel yörük kızı... Cumhuriyet'in manevi temellerine ana sevgisinin fedakârlığını ve gözyaşının berraklığını katan örnek bir Türk kadını olan Atatürk'ün sevgili annesi Zübeyde Hanım 14 Ocak 1923 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
Hasret çeken anne ve oğlu Adapazarı'nda buluştu
Türkiye'nin kurucusu Atatürk annesini görebilmek ve hastalanan annesini Büyük Taarruz'dan önce Ankaraya götürebilmek için Zübeyde Hanım ile Adapazarı'nda buluştu. Mustafa Kemal hasta annesinden daha fazla ayrı kalmaya dayanamadı Zübeyde Hanım'ı yanına, Ankara'ya getirmeye karar verdi. TBMM Başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 14 Haziran 1922'de annesini almak için Adapazarı'na geldi.
Kendisinden bir gün önce gelen ve Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Vehip Bey'in evinde kalan Zübeyde Hanımla buluşan Mustafa Kemal, geceyi annesiyle birlikte o evde geçirdi.Mustafa Kemal Paşa ikametine tahsis edilen Adapazarı Askerlik Şubesi eskibaşkanı Binbaşı Vehip Bey'in istasyon civarındaki evine gitti.Mustafa Kemal Paşa evin civarına yaklaştığında kalabalık yüzünden otomobilden inmek zorunda kalmış, eve kadar yürüyerek gitmişti.
Bu sırada evin balkonunda olan Zübeyde Hanım, oğlunun kendisine doğru güçlükle ilerlemesini seyrederken mendiliyle göz yaşlarını silmeye çalışmıştı.
Mustafa Kemal Atatürk çok büyük sevgiyle karşılandığıAdapazarı'ndaki üçüncü gününde (16 Haziran) Cuma namazını camii şerifte (Orhan Camii) kıldı.Öğleden sonra Çark'ta şerefine düzenlenen müsamereye katıldı.
8 gün daha Adapazarı ve İzmit'te kalan Mustafa Kemal Atatürk annesinide yanına alarak 22 Haziran günü 1922'de bir otomobille Ankara'ya doğru yola çıktılar.
Zübeyde Hanım'ın yaşamı...
'Molla Zübeyde' dendi
Sofulardan Feyzullah Efendi ile Ayşe Hanım'ın 1857 yılında bir kızları oldu. Aile Selanik'in yakınındaki, yeşiliyle mavisi uyumlu, doğası insana ferahlık veren bereketli topraklara sahip Langaza'da yaşıyordu. Ailenin temeli, Osmanlı'nın fetih yıllarında Karaman'dan göç ederek Selanik ve çevresini yurt tutmuş Yörük Türklerine dayanıyordu. Zübeyde Hanım, 14 yaşına geldiğinde dal gibi boylu, sarı saçlı, mavi gözlü çok güzel bir genç kız olmuştu. Zekasından, bilgeliğinden ve okumayı sökmesinden adı daha genç kızlığında 'Molla Zübeyde'ye çıkmıştı.
Dört evladını kaybetti
1871 yılında Selanik'te gümrük memuru olan Ali Rıza Efendi ile evlendi. 1872'de ilk kızı Fatma dünyaya geldi. Fatma'yı üç yaşında iken kaybetti. 1874'te Ahmet'i, 1875'te Ömer'i, 1881'de de Mustafa'yı doğurdu. Mustafa daha iki yaşında iken Zübeyde Hanım, iki oğlu Ahmet ile Ömer'i kuşpalazı hastalığından yitirdi. Kader, üç çocuğunu küçük yaşta elinden alınmış geriye sadece Mustafa'sı kalmıştı. 1885'te Makbule'yi, 1889'da Naciye'yi doğurdu. 1901'de ise küçük kızı Naciye'yi kaybetti. 6 çocuktan geride sadece Mustafa ile Makbule kaldı. Hayatta kalan tek oğlu Mustafa, zeki bir çocuktu, öğrenme konusunda çok tutkuluydu.
'En sevdiğim Naciye'ydi'
Atatürk, yıllar sonra "Kardeşlerim arasında en sevdiğim Naciye'ydi. Ben Harbiye'ye giderken kitaplarımı istemişti. Annemden onu okutmasını istemiştim. Ne ablam Fatma'yı, ne ağabeylerim Ahmet ve Ömer'i hatırlayamıyorum. Son ikisi aynı yıl 1883'te ben iki yaşında iken ölmüşler. Naciye, annem gibi sarışın, mavi gözlü, duru beyaz tenli idi. Tipik bir Yörük kızıydı. Makbule'ye hiç benzemezdi? diyecekti.
Halep'e evladına koştu
Mustafa Kemal, 1911'de Trablusgarp'ta İtalyanlara karşı direnişi örgütlemek için görevlendirilen az sayıdaki subaydan birisiydi. Balkan Savaşı'nda Selanik kaybedilince Mustafa Kemal'in annesi ile kız kardeşi Yunanistan'ın eline geçen Selanik'te kaldı.
Mustafa Kemal, 7. Ordu Komutanı olduğu sırada sarılık hastalığı geçirdi ve Halep'te tedavi altına alındı. Evladının kör olduğundan endişelenen Zübeyde Hanım, yanına evlatlığı Abdürrahim'i alarak Halep'e gitti. Evladını gördü, sardı, kokladı ve İstanbul'a geri döndü.
Mustafa Kemal, 1919'un Mayıs ayında Ordu Müfettişi göreviyle Samsun'a hareket etti. Zübeyde Hanım için hasret ve tedirginlik dolu zor günler yeniden başladı. 11 Mayıs 1920'de Mustafa Kemal, İstanbul'da toplanan bir Divan-ı Harp tarafından idama mahkum edildi. Zübeyde Hanım, duyduğu sıkıntı ile felç geçirdi.
66 yaşında vefat etti
Oğlunun büyük başarısını gören Zübeyde Hanım mutluydu. Ancak hastalığı çok ağırlaşmıştı. İzmir'e müstakbel gelini Latife Hanım'ın yanına tedavisi için gönderildi. Hem de müstakbel gelini görüp kararını verecekti. 14 Ocak 1923'te İzmir'de, yıllardır hasretini çektiği hayatta kalmış biricik oğlunun başarısını gördükten sonra 66 yaşında vefat etti. Karşıyaka'da 1940 yılında anıt mezara dönüştürülen kabrinde son uykusuna çekildi.
"Atatürk'ün anne hasreti Sakarya'da son buldu"
Prof. Dr. Enver Konukçu"Sakarya bir çok tarihi olaya ev sahipliği yapan önemli bir yerii var.;En çok tarihi belge Adapazarı'nı ve Sakarya'yı anlatıyor' diyerek şunları söyledi;
.''Örneğin Kanuni tapu tarih defterini Sakarya'da yazdı; Zamanında bir Başbakanı sadrazama öldürten biri yine Sakarya'dan;Ayrıca Sapanca'da saraya akraba olan çok sayıda kişi de mevcut;Bunlardan dolayı gururluyuz. Rüstem Paşa denince yine Sakarya akla geliyor.
Konukçu, Atatürk'ün 19 Mayıs'ta Samsuna çıkmadan önce annesini Adapazarına gelerek gördüğünü söyleyerek şunları söyledi:
"19 Mayıs'ta Samsun'a çıkmadan önce Atatürk'ü memnun eden bir olay Sakarya'da gerçekleşti. Neydi o olay? Atatürk 3 senedir annesini görmüyordu. Ona büyük özlem duyuyordu. Atatrük annesini Sakarya'da Adapazarı ilçesinde gelip gördü. Yani Ata'mızın anne hasreti Sakarya'da son buldu. Bu olay Sakarya'yı Atatürk'ün gönlünde de ayrı bir yerde tuttu"
Konukçu, Atatürk'ün Samsun'a çıkma sürecinde, Sakarya'da önemli mesajlar verdiğini, bir çok olay yaşanmasına rağmen bunların gün yüzüne çıkarılmadığını öne sürerek, "Atatürk bile anne hasretini Sakarya'da gidermişken, o süreçte Sakarya'da neler olduğuna dair bilgileri içeren belgelerin su yüzüne çıkarılmaması çok üzücü ve düşündürücü...Belgeler arşivden çıkarılmalı ve kamuoyuna açıklanmalıdır"
Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.