Kim Himaye Etti

Taraf Gazetesinden Ahmet Altan, köşesinde 'Mafyanın dışında kim kaldı' diye yazdı.

Taraf Gazetesinden Ahmet Altan, köşesinde 'Mafyanın dışında kim kaldı' diye yazdı. Mafyanın dışında kim kaldı... Polisiye romana günlük hayatı, sokakları, sıradan suçluları, rüşvetçi polisleri sokan Amerikalı yazarların oluşturduğu Kara Maske grubunun en ünlü üyelerinden biri olan Horace McCoy'un Türkçeye de çevrilmiş kitaplarından birinin adı böyleydi. Mafyanın dışında kim kaldı? Bir zamanlar Amerika, bu soruyu hak eden bir ülkeydi. Şimdi ise Türkiye bu soruyu hak ediyor. Mafyanın 'devletle işbirliği' yapan kanadı temizlendi. Devlet çetelerinin içinde yer alan bütün ünlü 'babalar' şimdi hapiste. Herhalde şu anda hapiste olan babalar başlarına ne geldiğini tam olarak bilmiyorlar ama onlar bir 'plan' çerçevesinde yakalanıp hapse kondular. Onlar tutuklanmadan birkaç yıl önce sıradan bir konuşma esnasında, o dünyaları yakından tanıyan bir gazeteci arkadaşım bana, 'devletle ilişkisi olan bütün babalar tutuklanacak, devlet mafyacılığı ortadan kaldırılacak, onların yerini bildiğimiz sıradan, devletle ilişkisi olmayan mafyacılar alacak' demişti. Dedikleri çıktı. Birkaç yıl içinde hepsi tutuklandı. Devletle mafya arasına şimdi kalın bir çizgi çiziliyor. Yıllarca o kadar kuvvetli ilişkiler kurulmuştu ki herhalde öyle bir anda bitmedi bunlar ama bitmeye doğru gidiyor. Mafyanın üstünden devlet şemsiyesi bir ölçüde kalktı ama henüz mafyanın etkisi gerektiği kadar azalmadı. Özellikle futbol dünyasının herkes tarafından bilinen ama kimse tarafından söylenmeyen mafyatik ilişkileri hâlâ sürüyor. Devlet çeteciliğinin zirve noktası sayılan Ergenekon'u devletten ve toplumdan kazımak için uğraşan 'radar' bir zaman sonra gözlerini spor dünyasına da çevirecektir. Orası da temizlenecektir. Ama bütün bunlar yetmiyor. Devlet öyle bir çözülme döneminden geçti ki, biriken kir temizlene temizlene bitmiyor. Anadolu'da neler olduğunu henüz tam bilmiyoruz. Ama siyaset-mafya-devlet görevlisi üçgeninin Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde işlevini sürdürdüğünü çıkan haberlerden görüyoruz. İki gündür manşetten verdiğimiz haber meselenin ciddiyetini ortaya koyuyor. Akyazı'nın AKP'li belediye başkanının akrabalarının oluşturduğu bir çete polis tarafından takibe alınıyor. Dinlemeler sırasında, AKP'li belediye başkanının çeteyi 'takip edildikleri' konusunda uyardığı öğreniliyor. Belediye başkanının bu bilgiyi nereden aldığı araştırılınca, 'kaynağın' Sakarya Emniyet Müdürü olduğu anlaşılıyor. Emniyet müdürü, bu soruşturmayı yürüten polis şeflerini de görevden almış. Belediye başkanı savcılıkta sorguya çekilince daha vahim bir başka gerçekle karşılaşılıyor. Başkan, 'çeteyle ilgili bilgiyi AKP'li Sakarya milletvekiliyle birlikte polisten aldığını' söylüyor. İktidar partisinden bir milletvekili, iktidar partisinden bir belediye başkanı, iktidar partisinin atadığı bir emniyet müdürü ve bunların 'himayesinde' etrafı haraca kesen bir çete. Akyazı küçük bir ilçe. Arkasına milletvekilini, belediye başkanını, emniyet müdürünü alan bir çeteye kim karşı çıkabilir orada? Üstelik de bu politikacılar 'temizliğiyle' övünen bir partinin üyeleri. Tabii ilk soru şu. Bu adamlar politikaya nasıl giriyor? Kim seçiyor bunları? Kim aday gösteriyor? Bunları aday gösterenler bu insanların ilişkilerini bilmiyorlar mı? Biliyorlar da aldırmıyorlar mı? AKP'de 'tek seçicinin' Başbakan Erdoğan olduğu biliniyor. O zaman başbakana sormak lazım. 'Bu adamları neye göre seçip aday yaptınız?' 'Hiç mi kimse sizi uyarmadı?' 'Partinizin hiç mi istihbaratı yok?' Biz dün bu haberi verdikten sonra AKP'den hiç ses çıkmadı. İçişleri Bakanlığı'nın iki müfettişi gidip emniyet müdürünün ifadesini almış, belediye başkanı da savcıya ifade vermiş. Hepsi o kadar. AKP bu konuda ne yapacak? Bu sessizliğin anlamı ne? Kirlenmiş bir ülkede yaşıyoruz. Orduda, poliste, siyasette aynı hukuksuzluğa rastlıyoruz. Allahtan devletin bir kanadı da bu suç tortularını temizleyebilmek için uğraşıyor. Akyazı, şimdilik ele geçen bir örnek. Bunun benzerlerinin başka yerlerde yaşanmadığından emin olabilir misiniz? Kaç partide, kaç çeteci var bilebilir miyiz? Sanırım Başbakan Erdoğan'ın bu konuda bir açıklama yapması, 'köstebek' konumundaki milletvekiliyle belediye başkanı hakkında ne yapacağını açıkça söylemesi gerekiyor. Bunu da mümkünse arkasına '37' yöneticisini almadan ve kelimeleri 'hecelemeden' yapsın. Ve, 'çeteciliğe' izin verilmeyeceğine hem partisini, hem de toplumu ikna etsin. Bu halk AKP'yi iktidara pislikleri temizlesin diye getirdi, pisliklere bulaşsın diye değil.

11 Tem 2009 - 00:00 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.