Bu şehrin karanlık dönemlerinden biri!

Yenihaber Gazetesi Genel Yayın Müdürü Sezai Matur. eski istihbarat şube müdürü Taner Şentürk'ün yakalanmasıyla ilgili böyle yazdı..

Sakarya Emniyet Müdürlüğü'nde 5 yıl gibi bir süre İstihbarat Şube Müdürlüğü görevi yapan Taner Şentürk Aydın Nazilli'de yakalandı.
Şentürk, FETÖ soruşturmaları kapsamında aranıyordu ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine kondu.


Emniyet İstihbarat Şube Müdürleri, pek tanınmazlar.
Ancak Taner Şentürk 2003-2008 yıllarında, Sakarya'da hangi taşı kaldırsanız altından çıkan isim olarak tanındı.


Dönemin Emniyet Müdürü Mustafa Aydın'ın bir numaralı adamıydı.
FETÖ'den tutuklanan dönemin Asayiş Şube Müdürü Ali Şahinli ve Taner Şentürk, Mustafa Aydın'ın prensleri olarak görülürdü.


Aydın bu şehirde adeta bu prensleri sayesinde bir polis imparatorluğu kurmuştu.
Arkasına medyadan, bürokrasiden, yargıdan, iş dünyasından ve siyasetten önemli destekler almıştı.


Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi eski Başkanı Ayhan Alişan, Sakarya Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanı Hasan Alişan, Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı bu ekibin hedefinde olan isimlerden bazılarıydı.


Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Keramettin Uçak'ı intihara sürükleyen süreçle ilgili kafalarda bir ton soru işareti var.


Dönemin Lokantacılar Odası Başkanı bu ekip yüzünden her şeylerini kaybetti
Kent Meydanı'nın bulunduğu alana külliye görünümlü AVM yapmaya kalkan dönemin Müftüsü Ahmet Şark, Mustafa Aydın'ın kankasıydı.
Şark ve Aydın'ın içtikleri su ayrı gitmezdi.
Havuz başlarında, teknelerde yaptıkları herkesin dilindeydi.
Hele hele bir deve güreşi mevzusu var ki sormayın gitsin...


Ancak Şark'ı emekliye zorlayan gizli görüntüleri çektiren de, bunları servis ettiren de Mustafa Aydın'dı.
Adapazarı Gazetesi'nde çalıştığım sırada uğradığım darp girişimi sonrası kaçan olayın failleri, nedense o dönem istihbarat şubenin çokça kullandığı Renault Europe model araç tercih etmişlerdi!..


Olay yerine bir türlü gelmeyen polis, zorlukla gittiğim Emniyet'te tarafıma verilmeyen sanık albümü, kulağıma eğilip, "Yanlış isim verirsen, çok büyük ceza alırsın" diye konuşan polis çokça kafamı karıştırmıştı.


Unutulan sağlık raporu yüzünden beni almak için eve gelen aracın, bana saldıranların kullandığı aracın aynısı olması ise bir soru işareti daha oluşmasına neden oldu.
Sanık albümünden yaptığım net teşhise rağmen Savcı dosyayı faili meçhul olarak kapatmak durumunda kaldı.
Sonraları...


Yenihaber'de Kent Meydanı'nın meydan kalması için yayın yaptıkça hedef olduk.
Sakarya'da verdikleri saldırı talimatları işe yaramayınca, şehir dışından  ithal tetikçiler getirdiler.


Haftalarca takip edip, bana bir zarar veremeyince Uğur Kaya'yı kaçırıp dövdüler.
Olaya bir türlü müdahale etmeyen polis, poliste verilen ifadeden haberi olan failler ve bir çok etken yine kafa karıştırıyordu.


Ve failler Uğur'u döverken açık açık da Müftü Ahmet Şark adına bu işi yaptıklarını söylediler ama kimse Şark'a dokunmadı/dokunamadı.


Biz susmadıkça daha bir pervasızlaştılar.
O dönemlerde söğüt altında başımın ezileceği mesajları/talimatları verilirken yanlarında bulunan meslektaşlar kahkahalar atıyordu.


Kimlere ne talimatlar verilmedi ki;
Gazeteyi basıp, benim ağzımın burnumun kırılıp bilgisayarların yerle bir edilmesi en hafifiydi.


O dönem sadece, "Bir gece işini bitirip bir hendeğe atın. Biz gerisini hallederiz" talimatı verildiği bilgisi bana ulaştıktan birkaç gün sonra gelen yazılı ölüm tehdidinden ürkmüştüm.


Ankara Başsavcı Vekili olan İbrahim Özyurt'a danıştığımda şöyle bir şey önerdi:
"Bir mektup yaz, üzerinde taşı ve her yerde anlat. Başıma bir şey gelirse, sorumlusu şunlardır de."


Onun dediğini yaptım.
Ve rahatladım...
Yıllar geçti...
Ben bu şehirdeyim.
Allah'a şükür ayaktayım.


Ali Şahinli ve Taner Şentürk'ün durumunu biliyorsunuz.
Ahmet Şark ve Mustafa Aydın emekli olup bu şehirden gittiler. 
Onlar şimdi ne haldeler bilmiyorum...


Yalnız şunu net olarak biliyorum...
Bu şehirde ve meslekte en çok üzüldüğüm şeylerden biri Mustafa Aydın ve Ahmet Şark'ın emekliye ayrılırken arkalarından dökülen gözyaşlarıdır.


Ve bugün dönüp arkaya baktığımda o yılları şehrin en karanlık dönemlerinden biri olarak görüyorum.

16 Mar 2017 - 13:50 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.

01

ahmet - sayın müdürüm abim en kısa zamanda bu plan bozulacak hak yerini bulacak zalimler hakettiği yere dönecek

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 16 Mart 13:50