Kanuni'nin Pariotları

Bildiğiniz gibi Sayın Tayyip Erdoğan'ın Muhteşem Yüzyıl dizisine yönelik esip, kükremesi ülkemizin bütün gündemini alt üst etti.

Bir anda çanakçı medyamızın ilk sayfalarına sekiz sütuna manşet, Tv.

Haber bültenlerinin flaş spotuyla sunduğu haber oluverdi Kanuniyle, Hürrem

Sultan. Dolayısıyla benim de dikkatimi çekti Sayın Erdoğan'ın bu öfkesi ve

diziyle ilgili küçük bir araştırma yaptım.

Dizinin ilk bölümü 5 Ocak 2011 tarihinde yayınlanmış. Muhteşem Yüzyıl ilk

sezonunda, Antalya Televizyon Ödülleri'ne 12 dalda aday gösterilmiş ve "En İyi

Drama Dizisi", "En İyi Drama Erkek Oyuncu" dâhil 4 dalda ödülün sahibi olmuş.

Okan Yalabık, "En İyi Drama Erkek Oyuncu" seçilmiş. İkinci sezonunda, ilk

sezonuna oranla daha fazla ödüle layık görülmüş. O yıl 3'üncüsü düzenlenen

Antalya Televizyon Ödülleri'nde 8 dalda aday gösterilmiş, "En İyi Dönem Dizisi"

ve "En İyi Senaryo" adaylıklarını kazanmış. 39. Altın Kelebek Ödülleri'nde ise

"En İyi Drama Dizisi" ve "En İyi Drama Kadın Oyuncu" (Meryem Uzerli) ödüllerinin

sahibi olmuş. 28Kasım 2012 günü de yani Sayın Erdoğan'ın esip, kükremesinden üç gün sonra da 75. Bölümü yayınlanmış bu Muhteşem Yüzyıl'ın.

Görünen o ki Sayın Erdoğan'ın yeni haberi olmuş bu diziden diyeceğim ama

biliyorum buna kimse inanmayacak. İşin aslı, Sayın Erdoğan'ın diziyle ilgili bu zamanlaması muhteşem çıkışına katılmasam da dizideki Kanunî tiplemesiyle ilgili bütün söylediklerine katılıyorum. Hatta ağzımı açsam bir o kadarını daha söylerim diye düşünüyorum. Ben de öyle bir Kanunî tanımıyorum ve kabul

etmiyorum. Ama "Neden şimdi?" sorusunu da şeytan getirip beynimin içine

saplayıveriyor. Evet, "Neden şimdi Sayın Başbakan?" diye sormak istiyorum. Ne

alakası var Kütahya'da açılan hava alanı ile Muhteşem Yüzyıl'ın Kanunisinin?

Bizim, yani bu ülke insanının gündeminde yer alan o kadar önemli mevzuları bir

kenara iterek, Sayın Erdoğan'ın dizi denetleme merakını gündemimize oturtan

besleme medyaya ne demeli? Mal bulmuş mağribi gibi konuyu diline dolayarak,

Sayın Erdoğan'la gündem yoldaşlığı yapan muhalefet ise ayrı bir komedi.

Hâlbuki o günlerde Türkiye'nin çok daha önemli bir gündemi ve Türkiye

Cumhuriyeti Devletinin Başbakanı olan Sayın Tayyip Erdoğan'ın cevaplaması

gereken sorular, aydınlatması gereken karanlık konular vardı. 6 Kasım'da Reuters

haber ajansı, Türk Dışişleri'nden üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı

haberinde, Türkiye'nin Suriye sınırında konuşlandırmak için NATO'dan Patriot

füzesi istediğini duyurmuştu. Hemen ertesi günü yani 7 Kasım'da Sayın Başbakan,

Endonezya'dan şu açıklamayı yapıyordu; "NATO'dan sınıra füze talebimiz olmadı,

iddialar asılsız. Bu füzeyi alma konusunda karar verecek merci biziz. Benim

böyle bir şeyden haberim yok. Bu Dışişleri kim. Böyle bir şeyden haberimiz yok.

Sağır duymaz uydurur cinsinden Reuters böyle bir haber yapıyor. Bizim böyle bir talebimiz olmamıştır".

Netice hepimizce malum. Her ne kadar birileri; "Tetik bizim elimizde olacak-

Nereye konuşlanacağına biz karar vereceğiz- Maliyeti NATO tarafından

karşılanacak biz herhangi bir bedel ödemeyeceğiz v.s" gibi açıklamalar yapsalar da bize göre kazın ayağı hiç de öyle değil. Sayın Erdoğan'ın haberi olmadığına

göre haberi olan birilerinin cevaplaması gereken sorular, aydınlatması gereken

karanlık noktalar var bize göre.

Mesela; Ülkemize Füze Savunma Sistemlerinin (Patriot) kurulması fikrinin

gerekçesi nedir? Kendini yetkili sanan ağızlar tarafından "Bu tamamen karşı

tarafın muhtemel bazı saldırılarına karşı alınacak tedbirdir" denilirken karşı

taraftan kim, kimler veya hangi ülkeler kastedilmektedir?

Patriot Füzelerinin maliyetinin ne kadar olacağı tahmin edilmektedir? NATO

tarafından görevlendirilecek personelin giderleri ülkemiz tarafından mı

karşılanacaktır? Bu personelin konaklaması için de Kürecikte olduğu gibi lojman yapımı düşünülmekte midir?

Kamuoyunda konuşulduğu gibi İsrail'in korunması amaçlanmakta ise, NATO üyesi

olmayan bir ülkeyi korumak için, neden bizim topraklarımız tercih edilmiştir ve neden masrafları Ülkemiz tarafından üstlenilmektedir?

Sistemin nereye yerleştirileceğine Genelkurmay Başkanlığı karar verecekse, neden

NATO üssünden gelen askeri bir heyetle birlikte 10 ayrı şehirde incelemelerde

bulunulmaktadır?

Benzer soruları arttırmak elbette mümkün. Tabii cevap verecek bir yetkili

bulunursa. Rahmet olsun Muhteşem Kanunî'ye. Mekânı Cennet olsun. Ölümünden 446

yıl sonra bile bir şekilde torunlarının imdadına yetişiyor

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Zihni Açba - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Akyazi.net Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Akyazi.net hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Akyazi.net editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Akyazi.net değil haberi geçen ajanstır.